mükerrem erdoğan
idamları izleyen iki avukattan biri olan mükerrem erdoğan o sabahı şöyle anlatıyor:
deniz gezmiş
deniz bize döndü.”cezaevinde bizi, yangından mal kaçırır gibi kaptılar, havalandırarak getirdiler. ayakkabılarımızın bağlarını bile bağlamamıza fırsat vermediler. postallarımın bağlarını bağlasınlar; asıldığımda ayağımdan düşmelerini istemem.” dedi. deniz gardiyanların yardımıyla masaya çıktı. bir gardiyan ilmiği açtı, genişletti, başından geçirip taktı deniz’in boğazına. işte o an deniz son sözlerini söyledi:
yaşasın tam bağımsız türkiye!
yaşasın marksizm-leninizm!
yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği!
yaşasın işçiler, köylüler!
kahrolsun emperyalizm!
yusuf aslan
deniz’in asılması sırasında yusuf’u alıp oraya getirmişler. bize dönerek “duydum deniz’in sesini.” dedi. darağacı hazırlanmış, tazelenmişti. yusuf masaya oradan da tabureye çıktı. geçirdiler ilmiği boynuna. yusuf da gür, yürekli bir sesle son sözlerini söyledi, taburenin üzerinde:
ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum! sizler bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz! biz halkımızın hizmetindeyiz! sizler amerika’nın hizmetindesiniz!
yaşasın devrimciler!
kahrolsun faşizm!
hüseyin inan
bu arada hüseyin’i getirdiler. bildiğimiz hüseyin’di. her zamanki hüseyin. sigara içip içmeyeceğini sorduk. “içmeyim.” dedi. bize döndü. “söyleyin babama.” dedi; ayağındaki lastik ayakkabıları gösterdi, “babam, yarın ayağımdaki bu lastik ayakkabıları görüp, doğru dürüst bir ayakkabısı bile yokmuş diye üzülmesin. askeri cezaevinde, ayakkabılarımızı giymemize bile fırsat vermediler. ayakkabılarım cezaevinde kaldı. onlara hediyem olsun.” dedi. durdu.
“sehpaya çık.” diye bağırdı savcı. hüseyin savcıya döndü masanın üzerinde, “sabırlı ol, çıkacağım.” dedi. ve tabureye çıkmadan, masanın üzerinde, yürekli bir sesle bağıra bağıra son sözlerini söyledi:
ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım! bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım! bundan sonra bu bayrağı türk halkına emanet ediyorum!
yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler.
kahrolsun faşizm!”
size sosyalist bir genç olarak mahirlerden, denizlerden bize bahsettiğiniz için çok teşekkür ederim ama sizden türkiye’de katledilen bu halk kahramanlarının devrimi yapamayışlarının nedenini ülkede kültür devrimini gerçekleştiremediklerine bağlıyorum. bununla ilgili bir yazı yayınlarsanız sevinirim.
denizler, yusuflar, hüseyinler, sinanlar, mahirler ve daha niceleri ülkemizin bağımsızlığı için herşeyi göze almışlar. hâlâ yiğidim aslanları düşününler var. biz de bu ülke için herşeyi göz önüne alabiliriz ama birisinin öncü olması lazım. deniz gezmiş’in de dedigi gibi: yaşasın işçiler, yaşasın köylüler, yaşasın türk-kürt halk kardeşliği… kahrolsun emperyalizm ve amerika’nın uşakları!
şu sılanın ufak tefek yolları
ağrıdan sızıdan tutmaz elleri
tepeden tırnağa şiir dilleri
yiğidim aslanım burda yatıyor
bugün efkarlıyım açmasın güller
yiğidimden kara haber verirler
demirden döşeği taştan sedirler
yiğidim aslanım burda yatıyor
ne bir haram yedi ne cana kıydı
ekmek kadar temiz su gibi aydın
hiç kimse duymadan hükümler giydin
yiğidim aslanım burda yatıyor
mezar arasında harman olur mu
13 yıl mahpusta derman kalır mı
azraile sorsam canım alır mı
yiğidim aslanım burda yatıyor.
esaret bağlarında gül olmaktansa özgürlük dağlarında diken oluruz. kahrolsun faşizm!
inşallah şu odtü’ye giderim. o zaman o faşistlere gününü göstereceğim
kahrolsun emperyalizm! kahrolsun faşizm! yaşasın devrimci millet! yaşasın özgürlük! kahrolsun amerika ve köleleri!
deniz’in hüseyin’in ve yusuf’un hikâyelerı beni hâlâ hüngür hüngür ağlatır. yazık, o zamanlar şerefle söylenen sözler şimdi kimsenın umrunda değıl. aman sendecilik var. ama deniz, yusuf ve hüseyın, sizler ilktiniz, ilk kaldınız. mekânlarınız cennet olsun, huzurla yatın. yaşasın halk kardeşliği! kahrolsun amerikan köpekleri!
ben bu iyilik dolu insanları hep anıyorum, anacağım da… onlar, devrim ve ülkemizin amerikanın kuklası olmamasını emperyalizmi kabul etmeyerek göstermiştir. onlar insanlık için, ülkemiz için mücadele vermişlerdir. allah rahmet eylesin. hepsi haksız yere idam edildi, öldürüldü ama devrimciler ve ülkemiz için çalışanlar hayatta bıkmayacaktır. deniz geçmiş ve bütün idam edilen yoldaşları hepsinin mekanı cennet olsun. amin.
öncelikle bu insanları seven, onların yolunda giden herkesi -devrimci kardeşlerimi- selamlıyorum. o insanlar ki bu dava uğruna ölüme gittiler, gözlerini kırpmadan arkalarına bakmadan gittiler ve giderken umutluydular ama onların umudu boşa çıktı. şimdi kim bu dava uğruna canını feda eder ki? bırakın canını feda etmeyi bir gece nezarette yatmaya bile katlanamaz ama yine de olsun; biz bu insanları çok seviyoruz, bu insanların davalarını seviyoruz. deniz, yusuf, hüseyin… sizler hep bizimlesiniz. sizleri asan şerefsizler ya da astıran köpekler şimdi bizlere efendilik ediyorlar. insanlar şimdi sizleri çok iyi anlıyor ama iş işten geçti. kahrolsun abd! kahrolsun faşizm! yaşasın halkların kardeşliği! yaşasın tam bağımsız türkiye!
onlar hiç bir zaman ölmedi. onlar her zaman bizim kalbimizde ve bizler onlar için yaşamalıyız, mücadele etmeliyiz, ülkemizi faşistlere bırakmamalıyız. üç deniz, yusuf, hüseyin gitti ama binlerce çoğaldı. eğer ki bugün sizler ben de bir denizim diyebiliyorsanız o zaman gerçek devrim budur.
faşistler döktükleri kanda boğulacaklardır. yaşasın devrim ve sosyalizm! tam bağımsız ülke için elele…
ben de bir devrimci olarak artık sıra bizde. size öldü diyorlar ama siz ölmediniz. bu vatan için, devrimciler için hiç bir şey umurunuzda olmadan öldünüz. ama şimdi sıra bizde. ne sizin adınızı unutturacağız ne de yaptığınız işleri… bilin ki hepimiz kardeşiz. kardeşliği bozmak isteyenler ise boşa uğraşmasınlar. aleviliği yıkmak isteyenler boşa uğraşmasınlar. biz de canımızı veririz ama yıktırmayız.
bu konularla ilgili çok sey araştırılıyor ama bildiğim tek şey var bu konuyla ilgili: o insanların asılmasının sebebi korkularındandı, çünkü bir anda çok şey başardılar. şu anda bu kadar rahatsak onların sayesinde bu düzeydeyiz. sanmasınlar ki onlar devrim yapmadı. onlar ölürken bile devrimi yarı gerçekleştirdiler. sıra kalan yarısı… bişeyleri elde etmek için okumak lâzım onlar gibi… onlar istese rahat bir şekilde para kazanırdı. hepsi üniversite mezunu hem de en iyi şekilde ama amaçları tüm halkın kardeşliğine ve eşitliğine inandılar, bu uğurda gittiler ama hiç bir zaman bitmediler. bitirmeyeceğiz.
kahrolsun size o anları yaşatanlar!
“ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum! sizler bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz! biz halkımızın hizmetindeyiz! sizler amerika’nın hizmetindesiniz! yaşasın devrimciler! kahrolsun faşizm!”
mükemmel sözler. inanın tüylerim ürpererek okudum. nasıl kıydılar size (bu) şerefsizler?
deniz, yusuf, hüseyin…bunlar sadece isimler. nice denizler, yusuflar, hüseyinler, bedrettinler, torlak kemaller, dede sultanlar, faşist zihniyete kurban gitmiştir. unutmayalım ki gidenlerin taşıdığı düşünceler, temelinde bağımsız ve hür fikirler barındırır. önemli olan gidenlere üzülmek, ağıt yakmak değil, onların sürdürmüş olduğu bağımsızlık savaşını layıkiyle devam ettirmektir. bu inanç ateşi yüreklerde yandığı sürece insanlık hakettiği yere ulaşır. ve birgün insanlık geriye dönüp baktığında nasıl vahşi atalara sahip olduğunu anlayacaktırlar. eğer biz de insanlığın vahşi tarafında olmak, halkların haklarını gaspeden zihniyetle aynı dümande yer almak istemiyorsak, bu mücadeleye destek vermeliyiz. sadece eylemlerle değil, bilime, sanata katkıda bulunarak da bu süreci sürdürebiliriz. yaşasın halkların kardeşliği!
denizleri asanlar bugün de türk ve kürt halkını idam sehpalarında sıralamış, teker teker idam sehpalarına davet ediyorlar. yarınlarda sıra onlara geldiğinde yanlarında sadece gölgelerini bulacaklar ama denizlerin arkasında hala oluk oluk akan insan seli var, çünkü onlar birer filizlerdi; toprakta hala yeşeriyor ve de sonsuza kadar yeşerecekler.
kahrolsun amerikan emperyalizmi, kahrolsun işbirlikçi yandaşları demeyeceğim, çünkü onlar sonlarının sonuna giderlerken onursuzca altlarına kaçırdılar, it gibi havladılar ama denizler ölüme haykırarak gittiler, çünkü denizler arkalarında onurlu bir gelecek ve tam bağımsız bir türkiye sevdası bıraktılar… ya işbirlikçiler?
bu gencecik insanların neden asıldığını anlamak güç değil, çünkü günümüzde de aynı şeyler yapılıyor. onların amacı tam bağımsız türkiye, halkların kardeşliği, kemalist devrimdi. onlar kemalizm ve vatanı için yaşadılar. yaktıkları devrim ateşi hala yanıyor ve hepimizin içini ısıtıyor. o ateş zanetmeyin ki söner ve kaybolur. sönse bile biz yani kemalist devrimciler o ateşi küllerinden yeniden alevlendiririz. bu ülkeden mustafa kemali kimse silemez. deniz gezmiş ve yoldaşları türkiye için öldüler.
bu üç insana yapılan işkenceyi şiddetle kınıyorum ve haklı bulmuyorum. kimse haklı bulmuyor tabi. onlar sadece tam bağımsız türkiye için savaştılar.
ve günümüze bakarsak şu anda da aynı durum içindeyiz. bağımsız laik cumhuriyeti mahvetmeye çalışıyorlar ama başaramayacaklar, çünkü denizler, yusuflar, hüseyinler olarak izin vermeyeceğiz. gurur duyuyorum onlarla.
onlar biter mi sandınız?
ben ilk önce genç abelerimi sonsuz saygıyla anıyorum. onlar, faşizm ve emperyalizme karşı ve tam bağımsız türkıye için hayatlarını feda ettiler ve onların sayesinde onlar gibi binlerce devrimci doğdu. tüm dünya bilsin ki faşizm, emperyalizm, sınıflandırma oldukça deniz’in, yusuf’un, hüseyin’in yoldaşları hiçbir zaman başlarını eğmez ve her şafakta güneşi doğacak umuduyla başı dik bir şekilde bekleyecek. yaşasın tam bağımsız türkiye!
yaşasın işçi ve köylüler!
yaşasın türk ve kürt kardeşliği!
yaşasın halkların kardeşliği!
bu yürekli ve cesaretli insanlari saygi ve sevgiyle selamliyorum. ne zaman onlarin davasini okusam icim bir tuhaf oluyor. onlar gercek vatansever ve son derece yürekli insanlar. daragacina cikiyorlar hic bir korku yok. halen inandiklari ugurda bağıra bağıra inandiklari davayi haykiriyorlar. benden selam olsun bütün vatanseverlere.
sadece bunu söylemek istiyorum: faşistlere ölüm!
ben daha 15 yaşındayım deniz’in, yusuf’un hüseyin’in hikayesini okuyunca fikrim tamamen değişti. onlara yapılan haksızlıklarıın bizlere yapılmasını istemiyorum ve amerika’nın uşaklığını yapmak istemiyorum. bu yüzden tam bağmsız türkiye istiyorum. kahrolsun faşizm… deniz’i, yusuf’u, hüseyin’i asla unutmayacağım. yerinizde rahat uyuyun…